Piyasalar istedi merkez bankaları verdi
Ali AÄŸaoÄŸlu

ABD Merkez Bankası (Fed) geçen hafta açıkladığı parasal geniÅŸleme kararıyla her ay 40 milyar dolarlık mortgage tahvili alacak. Her ne kadar Avrupa Merkez Bankası (ECB) daha sınırlı bir tahvil alım programı açıklamış olsa da Fed’in bu hamlesinden sonra onun da eli biraz daha rahatlayacaktır. Önümüzdeki dönemde bu hamlelerin piyasalara etkisi mutlaka olumlu olacaktır.

Son krizle birlikte; politikacılara, hükümetlere, meclislere hatta seçimlere bile gerek kalmadı. Partiler kurulacak, ekonomik programlarını açıklayacak, hangisinin programı takdir görürse o iktidara gelecek ve kendi ekonomik programını uygulayacak. Bunun için bütçeler yapılacak, hedefler konulacak uzun uzun halka anlatılacak. Bunlara da gerek kalmadı!

Sadece merkez bankaları yeterli! Artık her iÅŸi onlar yapıyor. Ekonomi daralıyor ya da resesyona mı girdi, merkez bankaları para bassın. Ä°ÅŸsizlik mi arttı, merkez bankaları yeni yeni Bedava Para Paketleri (BPP) açıklasın...

Komünizmin iflasından sonra serbest piyasa ekonomisinin de sonuna gelindi. Okullarda kapitalizmin temeli olan serbest piyasada; her türlü malın, sermayenin, emeÄŸin fiyatı “serbestçe” belirlenir, fiyat arz-talebe göre oluÅŸur diye öÄŸretiliyordu (gerçi halen daha da öyle öÄŸretildiÄŸine eminim). Artık bundan da söz etmek mümkün deÄŸil. “Paranın fiyatı olan faiz” doÄŸrudan merkez bankaları tarafından belirleniyor. DiÄŸer aracılar bunun üzerine biraz kâr koyup diÄŸerlerine “satıyor”. Serbest piyasa sadece marjın ne kadar dar-geniÅŸ olacağında çalışıyor. Yeni dönemdeki merkez bankalarının “sonsuz” para arzı yaratacağı algısı da iÅŸin cabası...

“Serbest piyasanın” temel unsurlarından birisi de piyasaya giriÅŸ-çıkışın engellenmemesi. Yeni iÅŸ kurmak isteyenler rahatlıkla piyasaya girebilirken, iÅŸini iyi yap(a)mayan, ekonomideki geliÅŸmeleri iyi okuyamayanların da “iflâs” edip piyasadan çıkmaları “serbet piyasanın” olmazsa olmazlarındandı. Ancak son krizle birlikte özellikle finans sektöründe iÅŸini iyi yapmamış olanlar bile batmadılar, batırılmadılar. 4 yıl önce “batan” Lehman Brothers belki de tek istisna olarak kalacak! Burada da merkez bankaları devreye girdi ve bankacılık sektörünü “kurtardı”.

Finansal piyasalar ve merkez bankaları ekonomilere yön verir hale geldiler. Politikacılara gerek kalmadı. Onlar ‘talimatları’ artık seçmenden deÄŸil, piyasalardan alıyor, yetkilerini de merkez bankalarına devretmiÅŸ durumdalar.

GeçtiÄŸimiz günlerde Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan Garanti Bankası Ekonomik AraÅŸtırmalar Müdürü Ali Ä°hsan Gelberi de “Global kriz döneminde Fed de dahil merkez bankalarının yeni görevler edindikleri ve nerdeyse tüm ekonomik sorunların çözümüne talip olduklarını veya öyle bir beklenti oluÅŸtuÄŸu için bağımsızlıklarını büyük ölçüde yitirdiklerine” dikkati çekmiÅŸ.

Tüm bu deÄŸiÅŸimin ne zaman ve nasıl “eski normale” döneceÄŸi ya da sonlanacağını ÅŸimdiden kestirmek hayli zor. Özellikle de Fed’in 13 Eylül’de açıkladığı; aylık 40 milyar dolarlık konut kredilerine dayalı tahvil alım programından sonra sürecin en azından bir kaç yıl daha devam etmesi söz konusu. Zira Fed fiyat istikrarından çok “istihdamı” kabul edilebilir seviyelere yükseltilmeyi “yeni hedef” olarak ortaya koymuÅŸ durumda. Bu çerçevede; tahvil alım programının “ucu açık bırakılmış” durumda. Fed’in geçtiÄŸimiz hafta açıkladığı program sonrasında dördüncü ya da beÅŸinci bir program açıklamasına gerek kalmadı! Açıklanan bu “süresiz” program çerçevesinde Fed isterse 40 milyarı çok daha yüksek seviyelere çıkarabilecek. Her ne kadar Avrupa Merkez Bankası (ECB) daha sınırlı bir tahvil alım programı açıklamış olsa da Fed’in bu hamlesinden sonra onun da eli biraz daha rahatlayacaktır.

Piyasalar istedi, merkez bankaları verdi!

Önümüzdeki dönemde bu hamlelerin piyasalara etkisi mutlaka olumlu olacaktır. En azından ABD baÅŸkanlık seçimine kadar düÅŸüÅŸleri sınırlayacaktır. Bernanke’nin son hamlesi de büyük olasılıkla Obama’nın eli rahatlatacaktır.

Piyasaların gözü kulağı önümüzdeki bir buçuk ayda ABD seçim anketlerinde, sonrasında da Fed’in programının ne zaman son ereceÄŸini tahmin etmek için de ABD iÅŸsizlik verilerinde olacak.

Kâr satışlarına hazırlıklı olun!

Merkez bankalarının geçtiÄŸimiz iki haftada açıkladıkları paketlerin “zaten!” geleceÄŸi beklentisiyle son 2-3 haftada varlık fiyatlarında önemli yükseliÅŸler oldu! Bu hafta içinde de bunların “artçılarını” göreceÄŸiz! Ancak yeni ve büyük rallilerin yaÅŸanması söz konusu deÄŸil. Hatta bazı piyasalarda beklenti gerçekleÅŸti denilerek “kâr realizasyonları” bile görebiliriz. Özellikle de haftanın ikinci yarısında.

Bu hafta borsalardan çok endüstriyel metallerde; özellikle bakırda; daha fazla yükseliÅŸ görülmesi ihtimali var! Fed’in düÅŸük faiz ortamını 2015 ortasına kadar uzatması, tahvil alımlarının ucunu açık bırakması oldukça düÅŸmüÅŸ olan endüstriyel metallerin baÅŸlayan toparlanmalarını bu hafta hızlandırabilir. Parasal geniÅŸlemeden hemen hiç nasibini almayan petrol, ABD baÅŸkanlık seçimine kadar “baskı” altında kalsa da sonrasında bir “atak” yapabilir.

Ä°MKB-100 için bir süreden beri dile getirdiÄŸim 69.000 (düz) seviyesi yukarıdaki “hedef” olarak görülürken, Fed toplantısı ile toparlanan, ancak geçtiÄŸimiz haftayı “zayıf” geçiren IMKB’de kâr realizasyonu yaÅŸanması durumunda 66.500-750 seviyelerinin test edilmesi, düzeltmenin daha da devam etmesi durumunda ise 65.100 seviyelerinin test edilmesi olasılığı artacaktır.

Bu haftanın ekonomik göstergesi yine euro/dolar paritesi olacaktır. 1.3145 kritik bir eÅŸikti ve parite geçtiÄŸimiz haftayı bu seviyeye çok yakın ancak altında kapattı. Bu hafta bu seviyenin aşılması durumunda 1.3255 ve 1.3330 seviyeleri yeni hedefler olacak. Ancak benim tahminim 1.3145 seviyesi aşılsa bile çok da fazla üzerinde kalınmayacağı ve 1.2043’ten baÅŸlayan yükseliÅŸ hareketinin yorulacağı yönünde. GeçtiÄŸimiz Cuma günü görülen 1.3168 seviyesini zirve kabul edecek olursak, düzeltmenin 1.2910 ve ardından 1.2830 seviyesine kadar devam etmesi söz konusu.

Bu hafta PPK toplantısı var!

Yarın yapılacak olan Para Politikası Kurulu toplantısı bizim piyasalarımız açısından önemli. Yüzde 4 yıllık büyüme hedefinin tutturulamayacağı endiÅŸelerinin artması, buna baÄŸlı olarak Merkez Bankası üzerindeki baskının ağırlaÅŸtığı bir dönemde yapılacak bu toplantıda faizlerin indirilmesi olasılığı çok yüksek. ECB ve Fed’in kararlarıyla da eli rahatlamış olan MB’nin hem alt hem de üst bandını indirmesini bekliyorum. Yüzde 5.75 olan alt bandın 50 baz puan, 11.50 olan üst bandın ise 100 baz puan hatta daha da fazla indirilmesi olasılığı bence yüksek. (Gerçi ben bu indirimleri son iki PPK toplantısından da bekledim, ancak bu sefer olsaılık iyice artmış durumda)

Piyasa katılımcılarının bir çoÄŸu sadece Merkez Bankası’nın üst bandı indirmesini bekliyor. Bu çok da anlamlı bir hamle olmayacaktır. Zira MB Haziran ayından bu yana zaten faizleri uygulamada indirmiÅŸ durumda! GeçtiÄŸimiz hafta itibariyle MB’nin bankalara saÄŸladığı fonlamanın yüzde 6.20 seviyelerine inmiÅŸ olması bunun en iyi göstergesi. Yüzde 11’li seviyelerden baÅŸlamış olan bu süreçte piyasaları asıl etkileyecek olan alt bandın düÅŸürülmesi olacak.

Bu hafta gelmesi olasılığı yüksek olan faiz indirimi; indirim alt bantta olmadığı takdirde; çok da beklendiÄŸi gibi bir etki yapmayacaktır. Zira pratikte “istisnai gün uygulamasına” ihtiyaç kalmadığı dönemlerde olduÄŸumuzdan üst banttaki bir indirim çok da fazla bir ÅŸey ifade etmeyecektir.

Vatan



Sayfa Adresi: http://www.istefinans.com/yazar/Piyasalar-istedi-merkez-bankalari-verdi/170