Bireysel yatırımcıların 50 bin liraya kadar olan mevduatını güvenceye alan devlet, kapsamı geniÅŸletmeye hazırlanıyor. TMSF BaÅŸkanı Åžakir Ercan Gül, ticari mevduatın da güvence kapsamına alınmasına iliÅŸkin çalışmaların önemli ölçüde tamamlandığını belirterek, “Bununla ilgili talebimizi ilettik, yeni yasama döneminde konuyla ilgili yasal düzenleme yapılacak” bilgisini verdi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) BaÅŸkanı Åžakir Ercan Gül, göreve atandıktan sonra ilk röportajını VATAN’A verdi. Gül, tasarruf mevduatının yanı sıra ticari mevduatın da güvence kapsamına alınması için düÄŸmeye bastıklarını açıkladı. TMSF BaÅŸkanı Gül, “AB ülkelerinin tamamında ticari mevduat güvence kapsamında. AB uyum süreci kapsamında ticari mevduatın da güvence kapsamına alınması gerekiyordu. Bununla ilgili talebimizi ilettik, yeni yasama döneminde bununla ilgili yasal düzenleme yapılacak” dedi. TMSF baÅŸkanının verdiÄŸi bilgilere göre ticari mevduata ilk etapta tasarruf mevduatı gibi 50 bin liraya kadar güvence verilecek.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Mayıs 2012 itibarıyla Türk bankalarının kasasında toplam 712 milyar liralık mevduat bulunuyor. Bu tutarın yüzde 18.5’luk bölümü yani 128.5 milyar lirası ticari mevduattan oluÅŸuyor. 50 bin liralık güvence hayata geçirilirse bu tutarın yaklaşık 8.5 milyar liralık bölümü devlet güvencesi kapsamına alınacak. Bu tutar yüzlerce mikro iÅŸletmenin paralarının daha güvenli hale gelmesi anlamına geliyor.
50 bin lira düÅŸük kaldı
Yapılacak yeni düzenleme ile TMSF’nin faaliyet alanının daha da geniÅŸleyeceÄŸini anlatan BaÅŸkan Gül, “Ticari mevduatın da güvence altına alınmasıyla kurumun etkinliÄŸi bir parça daha artmış olacak. Bunu baÅŸarabilirsek kurumun tabelası da deÄŸiÅŸecek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olan tabelamız ‘Türkiye Mevduat Sigorta Fonu’ haline dönüÅŸtüreceÄŸiz. Bu konuda sayın bakanlarla ve ilgili kurumlarla görüÅŸtük, hepsinden de son derece olumlu geri bildirimler aldık” bilgisini verdi. Avrupa’yı etkisi altına küresel ekonomik krizin bankacılık sistemi üzerinde çok bir baskı oluÅŸturduÄŸunu anlatan Gül, bu durumun mevduat konusunda farklı açılımları da beraberinde getirdiÄŸini aktardı. Kriz öncesinde AB ülkelerinde devlet güvencesinin 20 bin euroya kadar olan mevduatlara verildiÄŸini hatırlatan Gül, “Bu tutar zaman içinde 100 bin euroya kadar yükseldi” dedi ve ekledi: “Türkiye’deki güvence tutarının biraz düÅŸük kaldığını düÅŸünüyoruz. Hatırlarsanız 50 bin liralık üst sınır 2003’te belirlenmiÅŸti. O günden bu yana uzun zaman geçti, o günün 50 bin lirası ile günümüzün 50 bin lirası arasında ciddi farklar var. Biz de mevcut tutarı daha yukarıya çekebiliriz. Bununla ilgili tekliflerimizi ilettik. Cevap bekliyoruz” dedi. Gül, yeni üst sınırın kaç para olacağı sorusuna ise yanıt vermedi.
‘Görev alanımız geniÅŸleyecek’
TMSF BaÅŸkanı Åžakir Ercan Gül, bankacılık sisteminin ‘Çöpçü balıkları’ olarak tanımlanan Varlık Yönetim Åžirketleri (VYÅž) konusunda da farklı geliÅŸmeler yaÅŸanabileceÄŸinin sinyallerini verdi. Gül, ÅŸunları söyledi:
“Varlık yönetim ÅŸirketleri TMSF’nin gözetim ve denetimine alınabilir. VYÅž’ler bizim yakından bildiÄŸimiz ve de oyuncu olarak da faaliyet gösterdiÄŸimiz bir sektör. Hem regülatör hem oyuncu olmak gibi handikapımız var gibi gözükse de biz buradan çekilebiliriz. Zira bizim yani TMSF’nin tahsilât kabiliyetimiz varlık yönetim ÅŸirketimizden çok daha güçlü. Biliyorsunuz biz bu alana kendi arzumuzla da girmedik. RCT’nin ana ortağı olan Lehman Brothers 2008’de iflas edince biz yasal zorunluluktan ötürü bu ÅŸirketi devraldık. Varlık yönetim ÅŸirketlerinin 5 yıllık vergi avantajı vardır. RCT’nin bu avantajı 2010 sonunda ortadan kalktı. Dolayısıyla geçen yıldan bu yana devlete vergi ödüyoruz. Bu da varlık tahsilât maliyetlerinin artmasına neden oluyor. Bu nedenle buradan çıkmaya da sıcak bakıyoruz.”
Halis AÄŸa’ya inanmak istiyorum
TMSF ile Halis Toprak arasında uzun zamandır devam eden hukuk savaşı geçtiÄŸimiz ay imzalanan yeni protokol ile çözüme kavuÅŸmuÅŸtu. Daha önce 2 defa protokol yaptıkları Toprak ile her seferinde baÅŸa döndüklerini anlatan TMSF BaÅŸkanı Gül, “6 senedir Fon’da görev yapıyorum. Bizi Halis Toprak kadar kimse zorlamadı. Bu sefer anlaÅŸtığımızı düÅŸünüyor, ‘Ä°nÅŸallah artık bitmiÅŸtir’ diyorum” dedi. Toprak’ın borçlarının yeniden hesaplandığını anlatan Gül, yapılan yeni protokole iliÅŸkin ÅŸu bilgileri verdi: “Toprak Grubu’ndan bugüne kadar 300 milyon dolara yakın tahsilat yaptık. Yaptığımız son protokole göre kendisinin 90 milyon dolar borcu kaldı. Åžirketlerini kendisine iade ettik, bazı önemli gayrimenkullerini vefa hakkıyla devraldık. Kendisine Åžubat 2013’e kadar süre verdik, Halis AÄŸa’ya dedik ki, ‘90 milyon doları Åžubat 2013’e kadar getirirsen bu gayrimenkulleri sana geri vereceÄŸiz. Yok, eÄŸer getiremezsen bunların yönetimi bize geçecek’. Kendisi de bunu kabul etti. Umarım Halis Toprak protokole uygun davranır.”
Batık bankaların maliyeti nedir?
BATIK bankaların bankaların toplam maliyeti konusunda uzun zamandır farklı rakamlar telafuz ediliyor. 40 ila 90 milyar dolar arasında deÄŸiÅŸen rakamları deÄŸerlendiren Gül, bu konuda oldukça farklı düÅŸünüyor: “Hazine’nin o dönemde astronomik rakamlara ulaÅŸan faizleri üzerinden hesaplama yaparsanız 92 milyar dolara ulaşırsanız. Ayrıca bankaların toplam zararları diye hesaplama yapanlar o dönemde kamu bankalarına aktarılan milyarlarca doları da ekliyor. Dolayısıyla batık bilançosu ciddi anlamda artıyor. Biz TMSF olarak sadece Fona devredilen bankalardan sorumluyuz. Bu durumda ÅŸunu söyleyebiliriz; Fona devredilen bankaların Hazine’ye maliyeti 30 milyar dolardır. Bu tutarın yaklaşık 26 milyar dolarını Hazine karşılamıştır, 4 milyar doları da Fon kaynaklarından çıkmıştır. Anapara maliyeti olarak bakıldığında devlete bugüne kadar 16 milyar dolarlık bir kaynak aktaran TMSF uluslararası çapta bir baÅŸarıya imza atmıştır. Hatta IMF ile yaptığımız görüÅŸmelerde uzmanlar, ‘O zaman Türkiye’de 2001’de çok da büyük bir kriz yaÅŸanmamış’ gibi ilginç bir sonuca bile vardı. Ancak gerçek ÅŸudur; o dönemde batan bankalar yüzünden tüm ülke ve toplum çok ağır bir bedel ödedi. TMSF’den toplum bu paranın geri almasını istedi, biz de siyasi iradenin verdiÄŸi destekle bu görevi önemli oranda baÅŸardık”
Off-shore da gözler Yargıtay’da
Yargıtay geçtiÄŸimiz aylarda Sümerbank çatısı altında birleÅŸtirilen bazı bankaların off-shore hesaplarına para yatıranların parasının TMSF tarafından ödenmesine hükmetmiÅŸti. Bu konudaki hukuk mücadelelerinin sürdüÄŸünü kaydeden Gül ÅŸunları söyledi:
“Bu konudaki hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz. Off-shore tarihin hiçbir döneminde devlet güvencesi kapsamında olmadı. Birincisi off-shore tüzel kiÅŸilik olarak ayrı bir bankadır. Yani Fona devredilen bankalar ayrı, off-shore bankaları ayrı tüzel kiÅŸiliklerdir. Dolayısıyla bizim denetim ve bilgimiz haricinde iÅŸleyen bir mekanizmadan sorumlu tutulmamız hiç adil deÄŸil. 2001’de yapılan anlaÅŸma gereÄŸi Sümerbank’ın pasiflerinden sorumluyuz, bunu kabul ediyoruz. Ama off-shore bankaları hukuken ayrı tüzel kiÅŸilikler olduÄŸu için bu kurumların faturasının kamu tarafından bir diÄŸer deyiÅŸle toplum tarafından- ödenmesini emreden yargı kararlarını anlamakta gerçekten zorlanıyoruz. Bununla ilgili hukuki süreçleri son derece yakından izliyoruz ve Yargıtay’ın kamu vicdanına uygun bir karara varacağını ümit ediyoruz.”
Uzanlardan hâlâ alacaklıyız
TMSF, 2001-2012 yılları arasında bankaların hakim ortakları ve varlık satışlarından toplam 20.5 milyar dolar tahsil etti. Bu rakamın bir bölümüm Motorola-Nokia’ya yapılan
1.2 milyar dolarlık ödeme gibi ülke dışındaki borçlara harcandı. Dolayısıyla 17 milyar dolarlık net tahsilat gerçekleÅŸtirildi. Bu tutardan aslan payını 12 milyar dolar ile Hazine alırken, kalanlar Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı ve diÄŸer kurumlar arasında paylaÅŸtırıldı. Gül, “Somut bir örnekle açıklamak gerekirse Ä°mar Bankası’nın çözümlenmesi sürecinde 7 milyar dolarlık tahsilât yaptık ama buradan TMSF’nin kasasına gire net tutar sadece 850 milyon dolar” dedi ve ekledi: “Çünkü Uzan Grubu ÅŸirketlerinin uzun yıllardır ödemediÄŸi vergi borçlarından ötürü 4 küsur milyar dolarını Maliye Bakanlığı’na aktardık, Telsim’in ödenmeyen borçlarından ötürü 1 küsur milyar dolarını Türk Telekom’a ödedik, Grubun mahkemelik olduÄŸu Motorola ve Nokia ile anlaÅŸtık ve onlara da 1.2 milyar dolar ödedik. Dolayısıyla bizim kasamıza giren miktar son derece sınırılı oldu. Bu yüzden Uzanlardan hâlâ 6 milyardan fazla alacağımız var.”
Vatan